Hasan Ali Yücel, 17 Aralık 1897’deİstanbul’da doğar. Yazar, eğitimci ve devlet adamı sıfatlarıyla tanınır. Daha küçük yaşlarda okumaya ve yazmaya karşı büyük bir ilgi duyar.İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ninFelsefe Bölümü'nü bitirir.
Öğrenimi bitirir bitirmez öğretmen olarak tayin edilemez ve bir süre özel bir okulda ücretli ders vermek zorunda kalır. Kısa bir süre sonra,İzmir Erkek Muallim Mektebi’ne Türkçe öğretmeni olarak atanır ve İzmir’de bir grup meslektaşıylaMuallimler BirliğiveTürk Ocağı’nı kurar.
Hasan Ali Yücel, 2 Şubat 1923’teMustafa Kemalile ilk defa İzmir’de karşılaşır. Mustafa Kemal’in halkla yaptığı bir toplantıdasöz alarak,mekteplerin yanında medreselerin de devam edip etmeyeceğinisorar. Mustafa Kemal, kendisineeğitim birliği ve karma uygulamadansöz ederek cevap verir.
Daha sonraki yıllarda, Hasan Ali Yücel,İstanbul Erkek LisesiveGalatasaray Lisesi’nde öğretmenlik yapmaya devam eder. 1930’daFransız eğitim sistemini araştırmak ve incelemek üzereParis’e gönderilir. Batı uygarlığını ilk defa bu kadar yakından tanıma ve inceleme imkânı bulan Hasan Ali Yücel, bu süre boyunca öğrenim kurumları veFransız kültürüüzerine araştırmalar yapar.
Mustafa Kemal ile gezi
Demokrasiye geçiş denemesi çerçevesinde kurulanSerbest Cumhuriyet Fırkası’nın kapatılmasından sonra Mustafa Kemal, ülke çapında bir denetleme gezisine çıkar. Her bakanlık ona danışmalık yapabilmesi ve yönergeler doğrultusunda araştırmalarda bulunabilmesi için birer müfettiş verirler.Maarif Vekaleti, 33 yaşındaki Hasan Ali Yücel’i görevlendirir.
Mustafa Kemal, onu İzmir’deki toplantıdan hatırlar. Bu gezinin ilk durağı Kayseri’dir. BuradaMustafa Kemal, ders dinlemek üzere bir liseye davet edilirve girdikleri sınıfta felsefe dersi yapılmaktadır. Öğrencilerin önünde yazarı Hasan Ali Yücel olan bir ders kitabı bulunur. Mustafa Kemal hem dersi dinler hem de önünde duran ders kitabını inceler. Ders kitabındaArapça kelimelerçoğunluktadır, bu yüzden yazanlarıanlamak oldukça güçtür.Akşam yemeğinde Mustafa Kemal bu konuyu Hasan Ali Yücel ile konuşur ve bu sorunu çözmeyi düşünüp düşünmediğini sorar. Bu görüşmede Hasan Ali Yücel,dilde sadeleşmenin ve birliğin sağlanmasının kişisel girişimlerle değil, merkezi ve kurumsal çalışmalarla oluşturulabileceğinisöyler.
Anlamlı bir diyalog
Üç aylık bu gezi esnasında, Mustafa Kemal ve Hasan Ali Yücel arasında anlamlı bir diyalog gerçekleşir. Bir gün Mustafa Kemal, yanında bulunanlara“Türk milleti ne zaman kendini kurtulmuş sayabilir?”diye sorar. Yanındakiler, bu soruyu kendilerine göre cevaplarlar. Hasan Ali Yücel söz alır ve“Paşam, Türk milleti kurtarıcı arama ihtiyacını duymayacak hale gelirse o zaman kurtulmuş olur.”diye cevap verir. Mustafa Kemal kendisine“Bu çocuğun ileriye attığı, üstünde bizi derin derin düşündürmeye değer bir fikirdir.”diyerek takdirlerini bildirir.
Bir eğitimcinin yaptıkları
Ülkemizin demokrasiye geçiş döneminde Hasan Ali Yücel,Türk Dili Tetkik Cemiyeti’nde görev alır.Gazi Eğitim Enstitüsü’nde öğretmenlik ve müdürlük yapar. 1935 yılında politikaya atılır veİzmir Milletvekiliseçilir, aynı yılMilli Eğitim Bakanıolur. Çeşitli kongre ve şuralar düzenler,Birinci Devlet Resim ve Heykel Sergisi’ni açar. Dünya klasiklerinin Türkçe’ye çevrilmesi içinTercüme Büroları’nın kurulmasına önayak olur. Birçok ansiklopedi, dergi ve dünya klasiğinin çevirilerini yapar. Bunun yanındaAnkara Devlet Konservatuarı’nın açılışını yapar.
Ders kitaplarının biçimlendirilmesi,mesleki ve teknik öğretimi desteklemeküzerine çalışmalar gerçekleştirir,eski eserlerin ve müzelerin varlığının korunabilmesiiçin çalışmalar yürütür. UNESCOile ilişki kurar ve UNESCO toplantısındaülkemizi temsil eder.Üniversiteler Yasası’nın çıkmasını sağlar, onun dönemindeAnkara Fen Fakültesi, İstanbul Teknik ÜniversitesiveAnkara Tıp Fakültesikurulur.
Yarım kalan bir düş: Köy Enstitüleri
Hasan Ali Yücel,ezberci eğitime karşıdır ve öğretimin yaşamla birleştirilmesi ve üretkenliğe dönüştürülmesi düşüncelerini benimser. Bir eğitimci olarak Atatürk’ünçağdaş eğitim anlayışının izinden gitmeyi tercih eder. Onun eğitimimize en büyük katkısı,İsmail Hakkı Tonguçile birlikte kurduklarıKöy Enstitüleri’dir.
Köy Enstitüleri17 Nisan 1940’ta kurulur. Köy Enstitüleri’nde 1946’ya kadar uygulanan eğitim ile binlerce öğretmen yetişir. Onlarca köyde binlerce köy çocuğu okuma yazma ile tanışır ve bilimden sanata, tarımdan sağlığa pek çok konuda aydınlanma devrimi yaşanır.
Köy Enstitüleri’nden mezun olanlar,pozitif bilimlerden sağlık hizmetlerine,tarımcılıktan inşaat işçiliğinekadar pek çok konuda donanım sahibi olmalarını sağlayan bir eğitim almış olur.Enstitü’de müfredatın yarısı kültür derslerine, bir çeyreği ziraat derslerine ve bir çeyreği de teknik derslere ayrılır.Her öğrenci bir yıl içinde yirmi beş adet klasik eseri okumak zorundadır.Köylerde eğitim veren öğretmenler ve öğrenciler kendi okul binalarını kendileri inşa eder, kendi arazilerini ekerler.
İlk defa okuma yazma ile tanışan köylerdenbüyük yazarlar, ressamlar, müzisyenler çıkmaya başlar.Böylelikle,Cumhuriyet’in kurucusunun milletin efendisi kabul ettiği köylüyü ayağa kaldırmayı amaçlayan bir proje olur.
Politik hesaplar ve verilen ödünler sonucundaEnstitülerdeki karma eğitime son verilir. Baskılar, dışlamalar ve sürgünler devam edince 1954 yılında enstitüler tamamen kapatılır.Böylelikle, görülmeye başlanan bir rüya yarım kalır.
Son Yılları ve Hayata Vedası
Hasan Ali Yücel, 5 Ağustos 1946’da yedi yıl yedi ay sürdürdüğü Millî Eğitim Bakanlığı görevinden çeşitli nedenlerden dolayı istifa eder. Yaşamını Ulus’ta yazarak sürdürür. Hayatı boyunca yirmi yapıt, beş şiir kitabı ve dört ders kitabı yazar. 26 Şubat 1961’de hayata veda eder.
Tüm hayatını eğitime adayan, Türk eğitim tarihinin en uzun soluklu ve etkin Milli Eğitim Bakanı, oğlu Can Yücel’e göre ise çağın en güzel gözlü Maarif Müfettişi Hasan Ali Yücel’i saygıyla anıyoruz.
Kaynak: Kampüste Ne Var